0 (312) 236 01 02 | 0 532 243 86 26 | FAX : 0 (312) 236 21 43

info@drselcukaksoy.com

HORLAMA ve UYKU APNESİ SENDROMU

Solunum sırasında göğüs kafesimizin genişlemesi ve diyaframımızın kasılması ile akciğerlerimize doğru vakum yaparak çektiğimiz hava solunum yolu boyunca cidarlarda çekilme etkisi oluşturmakta ve bu etkiye bağlı olarak hava yolunun dar olduğu bölgelerde yumuşak dokuların gevşek olması durumunda karşılıklı mukoza yüzeyleri birbirine temas edebilmektedir.

Uyku sırasında solunum kanalı çevresindeki kasların da gevşemesi ile hava yolunun dar bölgelerinde karşılıklı duvarlardaki mukozanın titreşim sonucu çarpışması horlama sesini oluşmaktadır.

Solunum sırasında hava yolları cidarında oluşan vakum etkisine bağlı olarak hava pasajının çökerek daralması sonucunda solunum azalmakta hatta kanalın tamamen kapanması ile solunum durabilmektedir.

Burun ve ağız solunumunun 10 saniyeyi geçecek şekilde durması”apne“, uyku esnasında bir saat boyunca gözlenen apne sayısı ise “apne indeksi” olarak isimlendirilmektedir.

Hava akımında %30-50 oranındaki azalmanın 10 saniyeden uzun sürmesi hali, solunum hareketinin azalması ya da kandaki Oksijen doygunluğunun (O2 saturasyonu) azalması ya da bu nedenle oluşan uyanmalar hipopne olarak ifade edilmektedir.

Görülme Sıklığı

Sıklıkla karşılaşılan basit horlama aslında hafif şiddetteki uyku apnesi olabilmektedir. Otuz yaş altındaki erkeklerde basit horlama oranı % 10  iken 60 yaşın üzerindeki erkeklerde bu oran %60’a kadar çıkmaktadır.

Horlama ile kilo ilişkisi araştırıldığında ideal kilolarının daha fazlasına sahip olan insanlarda horlama ve apne sıklığının arttığı gösterilmiştir.

Hafif şiddetteki uyku apnesine sık rastlanırken orta ve ağır derecedeki uyku apnesine daha az rastlanılmaktadır. Orta derecedeki obstrüktif uyku apnesine erişkin erkeklerin %2’sinde rastlanırken 35-60 yaş grubundaki erkeklerde ağır derecedeki uyku apnesi %0.3 oranında izlenmektedir.